1 Mayıs 2012 Salı

Fikirler Değil De Egolar Tartışırsa!


Fikir tartışmalarına girmenin deveye ip atlatmak kadar zor olduğunu düşünüyorum.Tartışmaya başlanıldığı anda, insanların egoları çırpına çırpına su yüzeyine çıkmaya başlıyor ve zamanla karaya vuruyorlar. Artık gerçeklik, elini eteğini tartışmadan çekmiş, gerçeği kendine uydurma çalışmaları başlamıştır.

Peki, kişiler bu durumun farkında mıdır diye soracak olursanız, bence bal gibi de farkındalar; fakat sorsanız inkâr edeceklerdir. Farkında değilim maskesi ustalıkla kullanılır. Bu maskenin altındaki haklı olma isteği usulca saklanmaktadır.  Eğer yeterince dikkat ederseniz açığa çıkarsam korkusunu fark edebilirsiniz. Kişi için artık tek önemi bir şey vardır: Ben haklıyım, sen sus. Gerçek benim haklı olduğumu destekliyorsa gerçektir yoksa değildir.

Hepimize bir parçada olsa tanıdık gelmiyor mu bu ifadeler. Dikeni kendimize kaktüsü başkasına batırmak gerekirse, istemesek de bu egosal parça, kişilik mekanizmamızda mevcut. Tabi fark onun farkına varıp kabul etmekten geçiyor diye düşünüyorum. Sorun ise bunu diğerlerine nasıl anlatacağımızdır. İnsanlara duymak istemediklerini söylediğiniz vakit, psikolojik aikido sistemi gardını anında alır. Anlayacağınız işiniz zor, sabır taşınızı çatlatıp tekrar bir araya getirip sabretmeniz gerekebilir.  Ya da boşa zaman harcamadan yola devam etmeyi seçmek daha iyi bir tercih olabilir. Karar sizin ve benim tabii ki.
 
Herkesin farkındalık yaşı farklıdır. Farkındalık yaşta değil, baştadır bence. Eğer başarabiliyorsanız ya da bir yerlerden başlamak istiyorsanız fikir çatışmalarının faydalı olduğunu düşünüyorum. Yoksa her şeyi kabul eden koyun misali, çobanını bekleyen bir insanlık olmaya mahkumuz.

Haklı çıkmaya çalışma kaygısı duymadan yazımı burada Edward De Bono'nun bir sözüyle bitiriyorum: ''Tartışmaya Başlarken Egolarınızı Tatile Göndermeniz Gerekir.''Fark edemediklerinizin farkına varmanız dileğiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder